ARADA ON BES YIL VAR
Zaman su misali akip gidiyordu.
Reyhan hazretleri sanli seyhin yanina her gün gidip geliyordu. Sanli seyh bazen
Bayburt´ta bazen Istanbul´da bazen de Ankara´da bulunuyor, irsat görevini yerine
getiriyordu. Reyhan hazretleri bazen Pasa hazretlerinin gezilerinde bulunuyor,
hizmetine kosuyordu. Günlerden bir gün Pasa hazretleri Erzincan´in Refahiye
ilcesinin Hanzar Köyü´nde sohbette bulunmak üzere gidiyor. Köy halki köyün
girisinde toplanmis Pasa hazretlerini karsilamak icin bekliyorlardi.
Pasa hazretleri köye geldi ve
köyün en büyük konaginda sohbete basladi. Sohbet sonrasinda Pasa hazretlerinden
bir keramet hasil oldu. Köy halkinin hayrete düstügü hadiseyi Reyhan hazretleri
söyle anlatiyor;
- Efendim sohbeti bitirdikten
sonra bunalim gecirmis tuhaf hareketleri olan bir zati getirdiler. Pasamin dua
etmesini istediler. Pasam sahisla ilgilenirken vücudu birden öyle bir büyüdü ki
iki kasinin arasindaki mesefa magrib ve mesriki yuttu. Bu mesafeyi görmek,
idrak etmek imkansiz. Bunu bu zahir gözümüzle gördük.
Reyhan hazretleri, tasavvufi
sahada gün gectikce ilerliyor Pasa hazretlerinin kendisine ögrettikleriyle her
gün yeniden daha da yogruluyordu. Bir gün yine Pasa hazretleriyle Erzurum´a
gitmislerdi. Erzurum´da büyük bir cemaat tarafindan karsilanmis ve bir evde
düzenlenen sobet toplantisina katilmislardi. Toplantidan sonra ikindi namazini
kilmak icin Pasa hazretleri ve yanindakiler ayaga kalkmislardi. Namazi Pasa
hazretleri kildiracakken görevi Reyhan hazretlerine vermisti. Hadisenin
gerisini Reyhan Efendi´den aktaralim;
- Pasam hazretleri bizlere cok
iltifatlar ederdi. Her huzuruna ciktigimda ayaga kalkardi. Ben bunu hicbir
zaman hazmedemez, ezilir, mahvolurdum. Erzurum´da ikindi namazina kalkmistik,
Pasa hazretleri sirtindaki cübbeyi cikarip bana giydirdi. Basindaki sarigi da
cikarip basima sardi. Benim namazi kildirmami emretti. Ben bu iltifat
karsisinda ezilmis, mahcubiyetten bitkin hale gelmistim. Bunu hisseden Pasa
hazretleri: Benim efendim neden böyle yapiyorsun, sen bizim büyügümüzsün.
Demesi üze rine, gayr-i ihtiyari
mübaregin yüzüne karsi Etme, etme diye bagirmisim. Bunun üzerine namazi
kendileri kildirdilar.
Bir gün Pasa hazretleri´nin
müritlerinden Haci Hüsamettin Efendi bir beygire iki sepet üzüm yükleyip,
pazarda satmak icin götürüyor. Bu üzüm sepetlerinden biri Pasa hazretlerine,
digeri ise Reyhan hazretlerine aittir. Pazarda üzüm bir toptanciya satiliyor.
Iki sepette ayni büyüklükte olmasin ragmen, Pasa hazretlerinin üzüm sepeti,
Reyhan hazretleri´nin üzüm sepetinden 15 kilogram fazla cikinca Hüsamettin
Efendi hayret ediyor. Pazardan sonra Pasa hazretlerine dayanamayip soruyor.
- Pasam, iki sepette ayni
büyüklükte, nasil oluyor da size ait sepet 15 kilogram fazla geliyor.
Pasa hazretleri cevap
veriyorlar;
- Arada 15 yil var. 15 yil
sonra o sepetin agirligi da bizim sepetin agirligina denk gelecek.
Yillar Reyhan hazreteri icin
dolu dolu gecti. Pasa hazretleri´nin isaret buyurdugu gibi, 15 yil sonra Reyhan
hazretleri´nin üzüm sepeti Pasa hazretler´nin üzüm sepetindeki agirliga
gelmisti. 1957 yillinda Pasa hazretlerine mürit olan Reyhan hazretleri 1972
yillinda Pasa hazretlerinin halifesi olmustu.
Reyhan hazretleri bir rüya
gördü.
- Bir gece Pasa hazretleri
basima tarifi mümkün olmayan, dünyada emsali görülmemis, kiymeti hicbir ölcüyle
ifade edilmeyen müthis bir tac giydirdi. Zahir de degil, rüyada degil; ne
uykudayim ne de tam uyanigim, yari suurla hissediyorum. Bu tac zikir taci imis.